Askeri Casusluk mu? Kritik Projeleri Pazarlama Şubesi mi?

5 Kasım 2022 tarihli yazımda, “Türkiye Devletinin çok önemli kurumlarının içine yuvalanarak, o kurumlardaki çok gizli ve gizli belgeleri ele geçirip pazarlayan, kimi gizli projelerin engellenmesi için örgütten gelen talimatla çaba gösteren, Askeri Casusluğa Belge temin eden örgütün bu kurumlardaki elemanlarının yerlerinin korunması ve yükselmesi için şantaj amaçlı görüntüler elde eden, bu görüntüleri o istenen belgenin elde edilmesi ya da istenen kişinin yükselmesi, işe alınması için kullanan, gizli toplantı ve iletişim yöntemleriyle haberleşen, Ergenekon çatı örgütüne lojistik bilgi, eleman ve teknik destek sağlayan” bu örgütün faaliyetlerinden söz etmiştim. O yazımının…

Daha Fazla Oku

KOZMİK ODAYA NAZİRE YAPAN FİŞLEME ÖRGÜTÜNDEN HÜCRESEL ÇALIŞMALAR/BELGELERDEN ÖRNEKLER (1)

KOZMİK ODAYA NAZİRE YAPAN FİŞLEME ÖRGÜTÜNDEN HÜCRESEL ÇALIŞMALAR/BELGELERDEN ÖRNEKLER Sosyolojik tanımlamada “güruh” diyebileceğimiz kahir ekseriyeti teşkil eden “yurdum insanının”, “değerler hiyerarşisinde” stabil bir zemine oturtamadığı, konjonktürel siyasi görüşe göre alt-üst olabilen;  “vatana ihanet, devleti ele geçirme, gizli örgütlenme, örgüt menfaatleri için bulunduğu kurumlardaki kişilerin verilerini hukuka aykırı kaydetme/yayma, bu bilgileri örgüt elemanlarının önünü açmak için kullanmak” gibi, 15 temmuz yargılamalarının temel suçlama argümanlarını, yakın dönemin (2006-2013) kesinleşmiş mahkeme kayıtlarına geçen somut belge/bilgileri ışığında irdelemek/göz önüne sermek istiyorum. Bu bilgi/belgelerin devasa hacmi karşısında yazının birkaç bölüm olması muhtemel. Olabildiğince özetleme uğraşında…

Daha Fazla Oku

YARGININ BEDELLİ DON KİŞOTLUĞUNDAN HÜRRİYET UĞRUNA ÇIKILAN SÜRGÜN YOLCULUĞUNA..

1990’ların başında Hukuk Fakültesine başladığım yıllarda ülkedeki yargıcın maaş olarak rakamsal değeri katiple eşitken anayasal üç erkten biri olmasına karşın kurumsal itibari kıymeti ise uzman çavuş seviyesindeydi. Uzman çavuş diye askeri alandaki rütbeyle kıyaslama yapmamdaki maksadı, doksanların faili meçhuller yılları olması ve ülkedeki anti demokratik idarenin silahlı kuvvet görünümlü askeri bir derin yapıya ait olduğunu hatırlayanlar pekala anlayacaktır. Yargıç, “sizi burada tutan güç” tarafından biri terörist ilan edildiğinde tutuklanmasını, linç edilmesini, yetmiyorsa paramiliter kuvvetlerce ortadan kaldırılmasını acı acı izleyen ve kendisine vazife düştüğünde “devletin ali menfaatleri öyle istediği” için hukukilik,…

Daha Fazla Oku

CEZAEVİ ZİYARETİNDEN GELİYORUM YORGUNUM HANCI

Bilenler bilir, Gogol “Bir Delinin Hatıra Defteri”’nde adaletsiz dünyayı bir delinin yaşadıklarıyla anlatmıştır. Ben de bu kısa yazımda bir zamanlar tutuklu olan meslektaşlarını cezaevinde “ziyaretçi” pozisyonundayken bir süre sonra o tutuklularla aynı cezaevini paylaşan ve dolayısıyla “ziyaret edilen” konumuna geçmiş biri olarak ziyaretçilerin çokça gördüğü “camın arkasındaki ve önündeki” duygu/düşünceleri anlatmak istedim. (Sinemaskop hatırlamalar bazen kendini iyi hissettirebilir) Cezaevi görüşmeleri hep zor gelmiştir bana.. Cezaevinde bulunmak bile o kadar zor değildi. Görüşler ne haksızlığı haykırdığın, öfkeli ve kurşuni kelimeler kullandığın savunma dilekçelerine benziyordu ne de kader ortaklığı yaptığın cezaevindeki rutin…

Daha Fazla Oku

BİR GÖÇMEN KUŞUN YUVASINA VEDA MEKTUBU!

Saygıdeğer dostlar, Bu yazımda size, yakın zamanda Türkiye’den, bulunduğum ülkeye gelen 16 yaşındaki kızımın, yola çıkmadan önceki duygularını günlüğüne yazdığı yazıyı sunmak istiyorum. Bu iç acıtıcı yazı, görünüşte bireysel bir yazı gibi gözükse de esasında pek çok  mağdur KHK’lı aile evladının ülkesine dair yaşadığı duygu karmaşalarını, aydınlanmayı, kavramları yeniden anlama ve tanımayı içerdiği için ortak hisleri ve fikirleri ifade ediyor. Bu yönleriyle, aynı zamanda, mağduriyet ve mazlumiyetleri iliklerine kadar yıllarca yaşamış “içinizden bir evladın” haykırışları! İnsanlık tarihine düşmüş çiğ tanesi büyüklüğünde göz yaşı notları! Duygudaşlık için paylaşmak istedim:   “…

Daha Fazla Oku

MÜLTECİLİĞİN ATİNA DURAĞINDA BASKETBOL MOLASI (Yol Hikayemden)

Mültecilik; bir yanıyla “ezelden mülteci kaderim” dir, bir yanıyla kabına sığamamak ve kendini hiçbir yere ait hissedememek” dir. Yaratılışından itibaren sonsuz ihtiyaçlar girdabında bocalayan insanoğlu, dünyada var olma savaşındaki en önemli ihtiyaçlarından olan,”barınma ve özgürlük” ten mahrum bırakılınca dünyaya sığamaz olur! Çünkü “ekmeksiz yaşarız ama hürriyetsiz asla”. Özgürlüğün ve hürriyetin olmadığı her yer yabancı, her yan tehditkar ve netamelidir! Tehditleri ve netameleri minimize etmenin yolu, bir taraftan burnumuzun kemiği sıla duygusuyla sızlasa da, önceki olağan yaşamımıza dair doneler verebilmek, alışkanlıklarımızı hatırlatabilmektir Doğduğu ve yaşamının bir kısmını geçirdiği topraklardan, ana/ata yurdundan,…

Daha Fazla Oku