Adliyeler günahkâr hukukçuların mekânı ve bunlardan çoğunun mabedi. Bu günahkârların önemli bir kısmı günahlarını bilinçli olarak irtikâp ederken, bazıları farkında olmadan onu işlemekte ya da en azından başkalarınınkine aktif veya pasif davranışta bulunarak ortak olmaktadır. Adliyeleri kutsallaştıranlar, günahlarına ilahi (hukuki) bir kamuflaj bularak iç huzurlarını sağlama çabasında iken, bunun dışındakiler vicdanları rahatsız, hayatlarını devam ettirme gayretindedirler. Hukukçu adalet sevgisiyle dolu olmalı, her türlü menfaatten kendini uzaklaştırarak ona bağlanmalıdır. Adalete aşık olan hukukçunun, şahsa, aileye, devlete ya da başkaca görüş ve gruplara ait menfaat hissiyle hareketi, aşkına karşı savaş açmak anlamına…
Daha Fazla OkuKategori: Hasan Dursun
KİRLİ POLİTİKALARIN HİZMETKÂRI OLARAK YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ
Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels günlüklerinde “Yargı devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.” der.[1] 12 Ekim 2014 tarihli HSYK seçimlerinden sonra Türk Yargısına egemen olan “Yargıda Birlik Hareketi (Derneği)”, Goebbels’in bu sözünün vücut bulmuş hali, yaşayan somut bir örneği olmuştur. 17-25 Aralık 2013 tarihli rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarından sonra Gülen Hareketi’ni düşman ilan ederek, Devletin bütün kurumları ve yandaş medyasıyla birlikte Gülen Hareketi’ni “yok etmek” üzere savaş açan Erdoğan, Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Gülen Hareketi’ni “terör örgütü” olarak Kırmızı Kitap’a[2] koyduracağını açıkladı. Yapılan periyodik toplantılar sonrasında MGK’da…
Daha Fazla OkuKİRLİ POLİTİKALARIN HİZMETKÂRI OLARAK YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ
Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels günlüklerinde “Yargı devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.” der.[1] 12 Ekim 2014 tarihli HSYK seçimlerinden sonra Türk Yargısına egemen olan “Yargıda Birlik Hareketi (Derneği)”, Goebbels’in bu sözünün vücut bulmuş hali, yaşayan somut bir örneği olmuştur. 17-25 Aralık 2013 tarihli rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarından sonra Gülen Hareketi’ni düşman ilan ederek, Devletin bütün kurumları ve yandaş medyasıyla birlikte Gülen Hareketi’ni “yok etmek” üzere savaş açan Erdoğan, Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Gülen Hareketi’ni “terör örgütü” olarak Kırmızı Kitap’a[2] koyduracağını açıkladı. Yapılan periyodik toplantılar sonrasında MGK’da…
Daha Fazla OkuKİRLİ POLİTİKALARIN HİZMETKÂRI OLARAK YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ
Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels günlüklerinde “Yargı devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.” der.[1] 12 Ekim 2014 tarihli HSYK seçimlerinden sonra Türk Yargısına egemen olan “Yargıda Birlik Hareketi (Derneği)”, Goebbels’in bu sözünün vücut bulmuş hali, yaşayan somut bir örneği olmuştur. 17-25 Aralık 2013 tarihli rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarından sonra Gülen Hareketi’ni düşman ilan ederek, Devletin bütün kurumları ve yandaş medyasıyla birlikte Gülen Hareketi’ni “yok etmek” üzere savaş açan Erdoğan, Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Gülen Hareketi’ni “terör örgütü” olarak Kırmızı Kitap’a[2] koyduracağını açıkladı. Yapılan periyodik toplantılar sonrasında MGK’da…
Daha Fazla OkuSOYKIRIM ÖRGÜTLENMESİNİN YARGI AYAĞI: YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ (YBD)
Yargıda Birlik Derneği (YBD) kimler tarafından, hangi koşullarda ve hangi amaçlarla kuruldu? Tarihin kaydettiği en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının yapıldığı 17 ve 25 Aralık 2013 tarihleri Türk yargı tarihinde bir dönüm noktası oldu. AKP iktidarının yargıya yönelik müdahaleleriyle yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırıldı ve bağımsız yargı yerini “Emre amade bir yargı”ya, başka deyişle “Erdoğan Yargısı”na bıraktı. Bazı bakanların ve bakan çocuklarının adının da karıştığı 17-25 Aralık operasyonlarını Hükümete yönelik bir “darbe” olarak niteleyen siyasi iktidar, bu operasyonlardan Gülen Hareketi’ni sorumlu tuttu ve açık bir şekilde “düşman” ilan…
Daha Fazla OkuWhat Is The Difference Between Justice Unity Association and Ku Klux Klan
Justice Unity Platform/Association (YBP/YBD) is the “Ku Klux Klan” (KKK) organization of this age. The KKK organization, which was founded in the United States in the 19th century on “anti-Black people”, resurrected 150 years later in our country under the name of YBD, under the name of “Anti-Gülen Movement”. YBD is much more powerful and dangerous than the KKK because it acts under the control of the government and uses the judicial power. Everyone who took an active role in the establishment and activities of this structure has clearly confessed…
Daha Fazla OkuHUKUKUN “KABZ” HALİ
Literatürde ruhun melekelerinin zayıflaması ve sonrasında yok olmaya yüz tutması, iç dünyasının daralıp sahibini sıkması, kalbin sıkışması anlamlarında kullanılan kabz hali, hukukta da benzer belirtiler gösterir. İnanlar gibi, bir zihne, lisana ve eylemde bulunma istidadına sahip bulunan hukukun da “kabz” hali yaşaması mümkündür. Kabz halinde bulunan bir hukukun, kelime ve kavramları asıl mahiyetlerinden kopartılarak sönükleştirilir ya da kapsamları daraltılır. Daha da kötüsü kimi zaman bu ibarelerin anlam merkezleri kaydırılarak, onu kullanan iktidar ve güç tarafından yanlı olarak tam tersi manasında yeniden konumlandırılır. Kabz halindeki hukukun ruhu daralır, karşılaştığı sorunlara çözüm…
Daha Fazla OkuPRAGMATİST GÖRÜNÜMLÜ OPÜRTÜNİST YARGIMIZ
İnsanların birbiri ile iletişim kurmasında ve anlaşmasında önemli bir araç olan dil; onu oluşturan kelime ve kavramların kirletilmesi ve bağlamları dışında kullanılması nedeniyle çatışmaların da yegâne sebeplerinden biridir. Meramını ifade etmekte güçlük çeken kişinin kullandığı dil kadar, muhatabının anlama kapasitesi de dilin çatışma sebebinin temelini oluşturabilir. Bağlamından kopartılan, yanlış anlam yüklenen kavramlar yakıcı, yıkıcı veya yanıltıcı olabilir. Bu durumlara örnek olarak birçok terim gösterilebilir. Ancak ben yazımda yargı ve mensuplarının kullandığı dilin oluşturduğu mahsurlara dikkat çekmeye çalışacağım. Pragmatizm (faydacılık) ile oportünizm (fırsatçılık) kavramları arasında benzerlikler bulunmakla beraber, mahiyetlerinde esaslı farklılıkları…
Daha Fazla OkuSAHTE “GİZLİ TANIK” İMALATÇISI BAŞSAVCI: ERDOĞAN BAYRAKDAR
Ceza mevzuatına göre bir savcı “ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere” soruşturma başlatır. Ancak bu kural özellikle 15 Temmuz’u müteakiben başlatılan soruşturmalar açısından maalesef geçerli değil. Zira Anayasa ve yasalara uygun faaliyette bulunma, teminat altına alınan hak ve özgürlükleri kullanma “saray” savcıları tarafından “soruşturma” konusu yapılabiliyor. Dönemin Tokat Başsavcısı Erdoğan Bayrakdar’ın mülki idare amirleri (kaymakam ve vali yardımcıları) hakkında başlattığı ve DW’nin haberine konu olan skandal olayın gerçekleştiği soruşturma bu şekilde başlatılan binlerce…
Daha Fazla OkuYARGININ KERBELASI
YARGININ KERBELASI Source link
Daha Fazla Oku