Son darbeyi kim biliyordu? kim planladı? kim yaptı? Bu soruların cevabını bir günlük olaylar zincirinin ayrıntılarına dikkat çekerek değil, bir de tüm darbelerin ortak yanlarına ayna tutarak anlamaya çalışmak lazım. Bugün 12 Eylül. Aynı zamanda tartışmasız askeri bir darbenin yıl dönümü. Askeri hiyerarşi içinde olunca; ne vasfına dair, ne de kimin yaptığına dair bir tartışma olmaz, olamaz da. Ancak, Darbenin tanksız ve tüfeksiz yapılabileceğini gösteren örnekler de mevcuttur. 28 Şubat bu anlamda “post modern” olarak vasıflandırılmıştır. Askeri gücün öncülüğünde, medya ve siyasetin bir kısmı, toplumun bir kısmı karşı konulamaz bir…
Daha Fazla OkuKategori: Mehmet Bakır ÖZKAN
İkinci Dünya Savaşı Perspektifinden Aktüel Kriz Üzerine: „Win Win“ın Faturası
İkinci dünya savaşı, diğer tüm olumsuz etkileri bir yana, elli milyondan fazla insanın ölümüne neden oldu. Tarihçilerin uzmanlık alanı olmakla beraber, genel kabul, 1 Eylül 1939’da Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesi, savaşın başlama nedeni olarak kabul edilir. Savaşın hiç başlamaması veya bu derece büyük zarara yol açmamasına imkân yok muydu? Mesela, daha 1931 yılında Japonya’nın Mançurya’yı işgaline, işgalle orantılı sert tepki verilseydi; 1936‘da Nazi Almanya’sı ve faşist İtalya’nın mihver anlaşmasının sonuçları hesaplanabilse ve karşı politikalar hemen kararlaştırılıp devreye sokulsaydı; Fransa ve İngiltere 1939 yılının Mart ayında „Polonya’nın toprak bütünlüğünü garantileyen“ anlaşma…
Daha Fazla Oku28 ŞUBAT DAVASI GÖLGESİNDE „ADALET“
Bazı emekli askerlerin yargılandıkları 28 Şubat davası uzun bir yargılama sürecinden sonra Yargıtay tarafından karara bağlandı. Asker sanıkların bir kısmı hakkında hükmün kesinleşmesi nedeniyle mer’i hukuka göre yakalama emri infaz edilince tartışmalar başladı. Tartışmalar iki ana fikir etrafında dönüyor. Birinci grup; adil bir yargılama yapılmadığını, 80 yaş ya da üstü insanların tutuklanmasının vicdanları rahatsız ettiğini söylüyor. Sadece bu genel karşı duruş değil, -mahkum edilen sanıklar ve müdafileri dahil- bu düşüncede olanlar ayrıca; iddianameyi yazan savcının örgüt üyesi olduğunu, başka davalardan mahkum edildiğini, aslında bu davada da tıpkı diğer davalar (kozmik…
Daha Fazla Oku15 TEMMUZ YARGI DARBESİNİN FAİLLERİ-2: Dönemin HSYK Başkan Vekili Mehmet Yılmaz
Hukuk penceresinde hazırladığımız “15 Temmuz darbe yargısının failleri” yazı dizisini hazırlarken “yargının bu gün geldiği durumu bir kişi üzerinden özetlemek gerekirse, o kişi kim olur?” sorusuna cevap olarak aklımdan geçen ilk isim tartışmasız Mehmet Yılmaz oldu. Bir kişiyi, hele hele kişiliğini başka kişi ve grupların emrinde eriterek yok eden bir kişiyi muhatap almak, onunla polemiğe girmek niyetinde değilim. Ancak; itibarını, güç karşısında meslek onur ve haysiyetini, bağımsızlık ve tarafsızlığını kaybetmiş bir yargıyı soyut kelimelerle betimlemek yerine o yargıyı kişiliğinde tecessüs ettiren bir kişi üzerinden net ve somut ifade etmek daha…
Daha Fazla OkuDüşman Ceza Hukuku
Günler, aylar, yıllar birbirini kovalayıp dururken adına “Yargı” denilen mekanizmanın elinden çıkan her biri ayrı bir “cinayet” niteliğindeki kararların ardı arkası kesilmiyor. Sistemin mağdur ettiği muhalifler, yakınları, hak savunucuları, öyle veya böyle vicdanı harekete geçen herkes hukukun temel ilkelerini ezberledi. Ceza hukuku ve idare hukuku başta olmak üzere hukukun temel kurallarını iyi birer hukukçu gibi öğrendi ve içselleştirdi. Bu tecrübe, her haksız karar ve muamele karşısında insanları önce şaşkınlığa, zamanla ümitsizliğe sevketti. Neden düşünen, yazan, çizen, eleştiren insanlar cezalandırılıyor? Muktedirin emir kuluna dönüşmeyen kamu görevlisi, yargı mensubu neden işinden ve…
Daha Fazla OkuHain!
Hain! Source link
Daha Fazla Oku17-25 Aralık Yolsuzluklarının Altında Kalan Muhalefet
Mehmet Bakır ÖZKANHukukçu/Eski Savcı CHP genel başkanının Avukatı Celal Çelik’in, hakkında yapılan yargılamada, Mahkemeye ibraz ettiği bilirkişi raporu 17-25 Aralık soruşturmalarını bir kez daha gündeme getirdi. Raporda, AKP başkanının, oğlu ve bir başka kişiyle yaptığı telefon konuşmaların gerçek olduğu mütalaa edilmiş. Öncelikle, CHP’nin, iktidarın estirdiği rüzgarın etkisiyle düştüğü durum demokratik bir toplumda kabul edilemeyecek nitelikte bir aşağılanmadır. Bir muhalefet partisi düşünün; Cumhuriyet tarihinde tespit edilmiş en büyük yolsuzluk olarak kabul ettiği soruşturma kapsamında elde edilen iktidar partisi başkanına ait ses kayıtlarını televizyonların canlı yayınladığı grup toplantısında yayınlıyor. Bu kadar iddialı…
Daha Fazla Oku