CEZAEVİNDE ŞİİRİN ZAMAN VE MEKÂN ÖTESİ ETKİSİ

Not: Bu yazı 12.1.2017 Perşembe günü, yazar, Silivri Ceza İnfaz Kurumunda tutsak iken kaleme alınmıştır. Anlatamıyorum Ağlasam sesimi duyar mısınız,Mısralarımda;Dokunabilir misiniz,Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,Kelimelerinse kifayetsiz olduğunuBu derde düşmeden önce Bir yer var; biliyorum;Her şeyi söylemek mümkün;Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;Anlatamıyorum. Her şiir, okunduğu zaman ve mekân ile okuyanın hislerine bağlı olarak farklı şekillerde anlam kazanır ve ruhta tadımlanır. Orhan Veli’nin bu şiirini, cezaevinde, koğuşta, kendimle baş başa kaldığım bir anda, ümit beklediğim kapıların ardı ardına yüzüme kapatıldığı bir ortamda okudum. Şiirin, sanki benim duygularıma tercüman olması için yazılmış olduğu…

Daha Fazla Oku

28 ŞUBAT DAVASI GÖLGESİNDE „ADALET“

Bazı emekli askerlerin yargılandıkları 28 Şubat davası uzun bir yargılama sürecinden sonra Yargıtay tarafından karara bağlandı. Asker sanıkların bir kısmı hakkında hükmün kesinleşmesi nedeniyle mer’i hukuka göre yakalama emri infaz edilince tartışmalar başladı. Tartışmalar iki ana fikir etrafında dönüyor. Birinci grup; adil bir yargılama yapılmadığını, 80 yaş ya da üstü insanların tutuklanmasının vicdanları rahatsız ettiğini söylüyor. Sadece bu genel karşı duruş değil, -mahkum edilen sanıklar ve müdafileri dahil- bu düşüncede olanlar ayrıca; iddianameyi yazan savcının örgüt üyesi olduğunu, başka davalardan mahkum edildiğini, aslında bu davada da tıpkı diğer davalar (kozmik…

Daha Fazla Oku

HUKUKUN “KABZ” HALİ

Literatürde ruhun melekelerinin zayıflaması ve sonrasında yok olmaya yüz tutması, iç dünyasının daralıp sahibini sıkması, kalbin sıkışması anlamlarında kullanılan kabz hali, hukukta da benzer belirtiler gösterir. İnanlar gibi, bir zihne, lisana ve eylemde bulunma istidadına sahip bulunan hukukun da “kabz” hali yaşaması mümkündür. Kabz halinde bulunan bir hukukun, kelime ve kavramları asıl mahiyetlerinden kopartılarak sönükleştirilir ya da kapsamları daraltılır. Daha da kötüsü kimi zaman bu ibarelerin anlam merkezleri kaydırılarak, onu kullanan iktidar ve güç tarafından yanlı olarak tam tersi manasında yeniden konumlandırılır. Kabz halindeki hukukun ruhu daralır, karşılaştığı sorunlara çözüm…

Daha Fazla Oku

128 Milyar Doların Kaybolmasında HSK ve CHP’nin Rolü?

Pek çok siyaset yorumcusunun yaptığı gibi başlıkta yer alan sorunun cevabını, CHP’nin perspektif darlığı, kötü yönetimi gibi unsurlara dayandırmıyorum. Tam aksine, bilerek, isteyerek, başından beri tercih ettiği ve bilinçli olarak AKP ile ortaklaşa yürüttüğü en temel politikasına dayanarak söylüyorum. Çünkü; Türk yargı politikası, CHP’de bulunan birkaç insanın saygıdeğer insan hakları aktivizmine rağmen, AKP-CHP ortak yürüttükleri bilinçli ve planlı bir politikadır. Uzun süredir Merkez bankası varlığındaki 128 milyar doların izinin bulunmaması nedeniyle muhalefetin öncülüğünde “128 Milyar nerede?” sloganıyla kampanyalar yapılıyor. CHP genel başkanı 25 Mayıs 2021 tarihinde parti grubunda yaptığı konuşmada:…

Daha Fazla Oku

YARGININ KERBELASI

YARGININ KERBELASI Source link

Daha Fazla Oku

HUKUKUN NAMUSU

Hukuk ile onun haysiyet ve şerefini koruma sorumluluğu hâkime aittir. Bu mesuliyetini gereği gibi yerine getirebilmesi için hâkim, hukuk tarafından yeterli ve gerekli teminatlar ve yetkilerle donatılmıştır. Belirli bir sorumluluk altında bulunan ve buna paralel yetkileri kuşanan birisinin, yükümlülüklerine uygun davranmaması haysiyetsizliktir. Hâkim yapması gerekenleri yapmama veya asgarisiyle yetinme lüksüne sahip değildir. Hukuka yapılan saldırılara kaynaklık etmesi düşünülemeyecek hâkimin, dış kaynaklı olan saldırıları da sinesine çekmesi tahayyül edilemez. Hâkimin, hukuka yapılan saldırılara usulüne uygun olarak isyan etmesi yeterli olmayıp, hukukun sağladığı meşru vasıtaları kullanarak saldırıları bertaraf etmeye çalışması gerekir. Böylesi…

Daha Fazla Oku

DİKİLEN FİDANLAR VE KARANLIĞA YAKILAN MUMLAR

Türkiye 2000’li yılların başlarında ekonomi, uluslararaıs ilişkiler, toplum ve hukuk alanlarında gerçekleştirdiği reformlarla “muasır medeniyet seviyesine ulaşma” hedefine hızlı ve güvenilir adımlarla ilerlemekteydi. Bunun somut verileri vardı elimizde. Ancak atılan adımlar, toplum nezdinde tam anlamıyla bilinip hissedilemediğinden dolayı kırılgandı, hassastı, ürkekti. Ortaya konulan güzel eserler ve niyetler her an zarar görebilir, kötücül düşünceler tarafından yok edilebilirdi. Toprakla daha yeni buluşup kök salmaya başlayan bir fidan misali ortaya konulan reformların meyveye durması için zamana, ilgiye ve korumaya ihtiyaçları vardı. Aksi halde komşunun haylaz çocuğu, evin yaramazı, kendini bilmez bir vandal ya…

Daha Fazla Oku

HUKUK VE MAZİ İLİŞKİSİ

Geleceğin tayininde geçmiş önemli bir role sahiptir. Yaşanılan anın maziyle irtibatı koparılamayacağı gibi, geleceği şekillendirmesinin önüne de geçilemez. Bir nehir misali zaman, içinde bulunulan ana göre, öncelerden gelip, bugünden geçerek yarına doğru yoluna devam eder. Bu nedenle zaman kesintisizdir; devamlılık arz eder ve bütüncüldür. İnsan gibi, onun ürettiği ve karşılıklı etkileşim içinde bulunduğu her bir sosyal olgu da canlıdır. Onlar da zaman çizgisinin bir noktasında doğup, bu doğru üzerinde hayatiyetini devam ettirirler. Bir insanın yaşamını nasıl çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve ihtiyarlık gibi kısımlara ayırabiliyorsak, toplum içinde insanla beraber yaşam süren,…

Daha Fazla Oku

Hâkimin Siyaseti Adalete İhanetidir

Hukukçu olma erdemi peşinde koşmayan, bu şerefi yegâne makam olarak telakki etmeyen, görevinin yüklediği sorumlulukların idrakinde olmayan bir hâkim, adliye içinde kendini yabancı hisseder, orayı kendi evi ve mülkü gibi görmez. Sürekli bir korku ve endişe duygusu içinde kıvranır durur; tedirgindir. Varlığını ikame ve idame ettirmek adına, kendini yaratan ilke ve değerlere sıkıca sarılmak yerine, gözünü dışarılarda gezdirir, gönül kapısını başka duygu ve düşüncelere açar. Böyle bir ruh ve bedene sahip bünyede “Adalet Tanrıçası’nın” ilanihaye kalacağını düşünmek safdillik olur. Zira O, ilahi aşkı temsil eder; kendine şirk koşulduğunda, ikinci plana…

Daha Fazla Oku

Düşman Ceza Hukuku

Günler, aylar, yıllar birbirini kovalayıp dururken adına “Yargı” denilen mekanizmanın elinden çıkan her biri ayrı bir “cinayet” niteliğindeki kararların ardı arkası kesilmiyor. Sistemin mağdur ettiği muhalifler, yakınları, hak savunucuları, öyle veya böyle vicdanı harekete geçen herkes hukukun temel ilkelerini ezberledi. Ceza hukuku ve idare hukuku başta olmak üzere hukukun temel kurallarını iyi birer hukukçu gibi öğrendi ve içselleştirdi. Bu tecrübe, her haksız karar ve muamele karşısında insanları önce şaşkınlığa, zamanla ümitsizliğe sevketti. Neden düşünen, yazan, çizen, eleştiren insanlar cezalandırılıyor? Muktedirin emir kuluna dönüşmeyen kamu görevlisi, yargı mensubu neden işinden ve…

Daha Fazla Oku