Teoman Bey’in Ardından: Güzel İnsanlar Güzel Atlara Binip Gittiler

“O güzel insanlar güzel atlara binip gittiler. Demirin tuncuna, insanın ….” usta yazar Yaşar Kemal’in Demirciler Çarşısı Cinayetinde dile getirdiği bu ifade hakim Teoman Gökçe’nin cezaevinde tek başına kaldığı hücrede kalp krizi geçirip öldüğünü duyduğum ilk anda aklıma gelen ifade oldu. Bir hakim düşünün yıllarca mesleğini en iyi şekilde yapmış, hiçbir adli ve idari soruşturma geçirmemiş, meslektaşları tarafından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliğine seçilmiş, bu görevi ifa ederken nezaketinden ve mütevaziliğinden hiç bir şey kaybetmemiş, oturduğu makamın  hakkını vermiş, meslektaşlarının daha iyi şartlarda görev yapabilmeleri için özveri ile çalışmış,…

Daha Fazla Oku

KİRLİ POLİTİKALARIN HİZMETKÂRI OLARAK YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ

Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels günlüklerinde “Yargı devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.” der.[1] 12 Ekim 2014 tarihli HSYK seçimlerinden sonra Türk Yargısına egemen olan “Yargıda Birlik Hareketi (Derneği)”, Goebbels’in bu sözünün vücut bulmuş hali, yaşayan somut bir örneği olmuştur. 17-25 Aralık 2013 tarihli rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarından sonra Gülen Hareketi’ni düşman ilan ederek, Devletin bütün kurumları ve yandaş medyasıyla birlikte Gülen Hareketi’ni “yok etmek” üzere savaş açan Erdoğan, Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Gülen Hareketi’ni “terör örgütü” olarak Kırmızı Kitap’a[2] koyduracağını açıkladı. Yapılan periyodik toplantılar sonrasında MGK’da…

Daha Fazla Oku

KİRLİ POLİTİKALARIN HİZMETKÂRI OLARAK YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ

Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels günlüklerinde “Yargı devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.” der.[1] 12 Ekim 2014 tarihli HSYK seçimlerinden sonra Türk Yargısına egemen olan “Yargıda Birlik Hareketi (Derneği)”, Goebbels’in bu sözünün vücut bulmuş hali, yaşayan somut bir örneği olmuştur. 17-25 Aralık 2013 tarihli rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarından sonra Gülen Hareketi’ni düşman ilan ederek, Devletin bütün kurumları ve yandaş medyasıyla birlikte Gülen Hareketi’ni “yok etmek” üzere savaş açan Erdoğan, Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Gülen Hareketi’ni “terör örgütü” olarak Kırmızı Kitap’a[2] koyduracağını açıkladı. Yapılan periyodik toplantılar sonrasında MGK’da…

Daha Fazla Oku

İktidarın Koçbaşı: Yargıda Birlik Derneği

Yazan: Saltuk Buğra KURT(CBJ Üyesi, Hukukçu, İnsan Hakları Aktivisti)   Türkiye’de maalesef son yıllarda birçok yargı mercii gerek uluslararası gerekse ulusal mevzuata ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ile Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına açıkça aykırı kararlar vermekte ve uygulamalar yapmaktadırlar. Örneğin HDP eski eş başkanı Selahattin Demirtaş, gazeteci-yazar Ahmet Altan, iş insanı Osman Kavala gibi birçok kişi hakkında AİHM ve AYM verilen haksız tutukluluklarına ilişkin ihlal kararlarına rağmen tutukluluk hallerinin uzun süre devam ettirilebildiği ve bu yönde kararlar verildiği açıkça görülmektedir. Bununla birlikte tutuklama yasağı kapsamında kalmasına rağmen insanların tutuklanabildiği,…

Daha Fazla Oku

YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ’NİN İKTİDARA BAĞLILIĞI VE BAĞIMLILIĞI

YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ’NİN BAĞIMSIZLIĞI VE SİYASİ İKTİDAR İLE İLİŞKİSİ 2013 yılında Yargıda Birlik Platformu/Hareketi (YBP) adıyla faaliyete başlayan ve 27 Mart 2015’te dernek statüsü kazanan Yargıda Birlik Derneği (YBD), 10 bine yaklaşan üye sayısıyla Avrupa’nın en büyük yargı derneği. Aynı zamanda bağımsızlık ve tarafsızlık niteliklerinden yoksun en büyük yargıç örgütlenmesi. Türünün tek ve en kötü örneği olduğu da söylenebilir. YBD’liler “Adalet Bakanlığı Organizasyonu” olmadıklarını iddia etmektedir.[1] Ancak sadece açık kaynaklardan yapılacak küçük bir araştırma ile bu iddianın doğru olmadığı, YBD’nin tümüyle AKP Hükümeti tarafından organize edildiği ve desteklendiği görülecektir. Buna…

Daha Fazla Oku

YARGIDA BİRLİĞİN YOK ETTİĞİ YARGICIN VİCDANI

  Hukuk ilmini icra edenler, Anayasanın 138. Maddesinden haberdardırlar, söz konusu maddede “Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler” denilerek yargıç ve aslında yargıç gibi tarafsızlığı yokmuş gibi kabul edilse de Anayasada açıkça hakimlere ilişkin hakları düzenleyen maddelerde savcılara da atıfta bulunulmuş olmakla hâkim gibi değerlendirilen savcıların bağımsızlığına işaret edilmektedir. Kuşkusuz yargıç ve savcıların bağımsızlığı çok önemli ise de bu yazının konusu “Vicdan”dır bunun üzerinde durmaya çalışacağız. Vicdan, Türk Dil Kurumu sözlüğünde, “Kişiyi kendi davranışlarıyla ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi…

Daha Fazla Oku

Hâkimin Siyaseti Adalete İhanetidir

Hukukçu olma erdemi peşinde koşmayan, bu şerefi yegâne makam olarak telakki etmeyen, görevinin yüklediği sorumlulukların idrakinde olmayan bir hâkim, adliye içinde kendini yabancı hisseder, orayı kendi evi ve mülkü gibi görmez. Sürekli bir korku ve endişe duygusu içinde kıvranır durur; tedirgindir. Varlığını ikame ve idame ettirmek adına, kendini yaratan ilke ve değerlere sıkıca sarılmak yerine, gözünü dışarılarda gezdirir, gönül kapısını başka duygu ve düşüncelere açar. Böyle bir ruh ve bedene sahip bünyede “Adalet Tanrıçası’nın” ilanihaye kalacağını düşünmek safdillik olur. Zira O, ilahi aşkı temsil eder; kendine şirk koşulduğunda, ikinci plana…

Daha Fazla Oku

SAVCI MUSTAFA MANGA NASIL İŞKENCECİ OLDU?

Ankara savcısı Mustafa Manga’nın 15 Temmuz sonrasında görev aldığı soruşturmalarda işkence yapılması talimatı verdiği ve işkencelere göz yumduğu belgeleriyle ortaya çıktı. Bir savcının bu insanlık suçuna ortak olmasını ve/ya bunun asıl faili olduğunu kabullenmek, bir hukukçu olarak benim açımdan kolay değil. Zira burası bu tuzun koktuğu ve devletin temellerinin sallandığı, yıkılmaya yüz tuttuğu son nokta. Mustafa Manga’yı 2002 yılından beri tanıyorum. Kendisiyle aynı dönemde Ankara’da staja başladık. İhraç edildiğim 15 Temmuz 2016 tarihine kadar yaklaşık 14 yıl süreyle arkadaşlık ilişkimiz devam etti. Yetiştiği kültür ortamının ve etkileşim içerisinde bulunduğu kişi…

Daha Fazla Oku

Düşman Ceza Hukuku

Günler, aylar, yıllar birbirini kovalayıp dururken adına “Yargı” denilen mekanizmanın elinden çıkan her biri ayrı bir “cinayet” niteliğindeki kararların ardı arkası kesilmiyor. Sistemin mağdur ettiği muhalifler, yakınları, hak savunucuları, öyle veya böyle vicdanı harekete geçen herkes hukukun temel ilkelerini ezberledi. Ceza hukuku ve idare hukuku başta olmak üzere hukukun temel kurallarını iyi birer hukukçu gibi öğrendi ve içselleştirdi. Bu tecrübe, her haksız karar ve muamele karşısında insanları önce şaşkınlığa, zamanla ümitsizliğe sevketti. Neden düşünen, yazan, çizen, eleştiren insanlar cezalandırılıyor? Muktedirin emir kuluna dönüşmeyen kamu görevlisi, yargı mensubu neden işinden ve…

Daha Fazla Oku

Bağımsızlığını MENFAAT Karşılığı Satan Yargı

Hasan Dursun Bakırköy Adliyesi’nde görevli Cumhuriyet savcısı Tamer C.’nin çalışma arkadaşları yanında adliye dışından bazı kişileri ucuz araba ve arsa vaadi yanında cinsel suçlarla ilgili dosyalarda sanık ve sanık yakınlarını ‘beraat’ vaadiyle 6 ilâ 12 milyon lira arasında dolandırdığı ve sonrasında kayıplara karıştığına dair haberler medyaya yansıdı. Yine ilgili haberlerde Tamer C.’nin emeklilik dilekçesi verdiği, bu talebinin HSK tarafından uygun görüldüğü yer aldı. Yani HSK, dolandırıcılık yapan bir kişinin adliyede savcı olarak çalışmasını uygun bulmazken, bu şahsın avukat olarak çalışmasında bir yanlışlık bulmamış. Haber bende farklı çağrışımlarda bulundu. Zira Tamer…

Daha Fazla Oku