Makro büyüklükte suçlara bulaşan AKP hükümeti, Hakyol cemaati merkezli olarak istihbarat eliyle Yargıda Birlik örgütünü Mart 2015 tarihinde kurmuştur. Bu yapı bünyesine çeşitli toplumsal grupları katma ve geniş tabanlı bir izlenim vermek suretiyle meşruiyet oluşturmak istemiştir. Sosyal demokratlardan tarikatçılara, ülkücülerden alevilere ve siyasal İslamcılardan ulusalcılara çok çeşitli zihniyete sahip yargı mensubunun oluşturduğu bu örgüt ile yargı tamamen siyasetin vesayeti altına sokulmuştur. Siyasal iktidar toplumun belli bir topluluğuna karşı kendisi gibi kin ve haset içinde olan kesimleri bu düşmanlık etrafında birleştirmeye muvaffak olmuştur. Baştan önyargı ve ön kabuller ile yok etme…
Daha Fazla OkuEtiket: Mehmet Yılmaz
KİRLİ POLİTİKALARIN HİZMETKÂRI OLARAK YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ
Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels günlüklerinde “Yargı devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.” der.[1] 12 Ekim 2014 tarihli HSYK seçimlerinden sonra Türk Yargısına egemen olan “Yargıda Birlik Hareketi (Derneği)”, Goebbels’in bu sözünün vücut bulmuş hali, yaşayan somut bir örneği olmuştur. 17-25 Aralık 2013 tarihli rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarından sonra Gülen Hareketi’ni düşman ilan ederek, Devletin bütün kurumları ve yandaş medyasıyla birlikte Gülen Hareketi’ni “yok etmek” üzere savaş açan Erdoğan, Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Gülen Hareketi’ni “terör örgütü” olarak Kırmızı Kitap’a[2] koyduracağını açıkladı. Yapılan periyodik toplantılar sonrasında MGK’da…
Daha Fazla OkuKİRLİ POLİTİKALARIN HİZMETKÂRI OLARAK YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ
Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels günlüklerinde “Yargı devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.” der.[1] 12 Ekim 2014 tarihli HSYK seçimlerinden sonra Türk Yargısına egemen olan “Yargıda Birlik Hareketi (Derneği)”, Goebbels’in bu sözünün vücut bulmuş hali, yaşayan somut bir örneği olmuştur. 17-25 Aralık 2013 tarihli rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarından sonra Gülen Hareketi’ni düşman ilan ederek, Devletin bütün kurumları ve yandaş medyasıyla birlikte Gülen Hareketi’ni “yok etmek” üzere savaş açan Erdoğan, Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Gülen Hareketi’ni “terör örgütü” olarak Kırmızı Kitap’a[2] koyduracağını açıkladı. Yapılan periyodik toplantılar sonrasında MGK’da…
Daha Fazla Okuİktidarın Koçbaşı: Yargıda Birlik Derneği
Yazan: Saltuk Buğra KURT(CBJ Üyesi, Hukukçu, İnsan Hakları Aktivisti) Türkiye’de maalesef son yıllarda birçok yargı mercii gerek uluslararası gerekse ulusal mevzuata ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ile Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına açıkça aykırı kararlar vermekte ve uygulamalar yapmaktadırlar. Örneğin HDP eski eş başkanı Selahattin Demirtaş, gazeteci-yazar Ahmet Altan, iş insanı Osman Kavala gibi birçok kişi hakkında AİHM ve AYM verilen haksız tutukluluklarına ilişkin ihlal kararlarına rağmen tutukluluk hallerinin uzun süre devam ettirilebildiği ve bu yönde kararlar verildiği açıkça görülmektedir. Bununla birlikte tutuklama yasağı kapsamında kalmasına rağmen insanların tutuklanabildiği,…
Daha Fazla OkuYeni Rejimin Oluşumunda Yargıda Birlik Derneği’nin Rolü
Resim şu adresten alınmıştır: https://www.keeptalkinggreece.com Yasama ve yürütme arası ilişkiler demokrasinin kalitesiyle doğrudan ilişkili ise de, esas belirleyici olan yargının bu güçlerle ilişkisidir. Doğrudan demokrasinin ilk örneği olarak kabul edilen Solon reformlarını değerli kılan, o günün şartlarında, anlaşmazlıkları için Atina’da bağımsız ve halka açık aleni yargılama imkânı getirmesiydi. Tarih boyunca otoriter sistemlerde, yargının siyasi amaçlar için araçsallaştırılmasına sıkça rastlanır, ancak; yargının erozyonu ve siyasallaşması, keyfiliğin ve kanunsuzluğun genişlemesi bu sistemi yürütenlerin işledikleri suçların büyüklüğü oranında artar. Mevcut otoriter Türk yönetiminin oluşmasında Yargıda Birlik Derneğinin (YBD) taşıyıcı özelliği bu bağlamda ele…
Daha Fazla OkuYeni Rejimin Oluşumunda Yargıda Birlik Derneği’nin Rolü
Resim şu adresten alınmıştır: https://www.keeptalkinggreece.com Yasama ve yürütme arası ilişkiler demokrasinin kalitesiyle doğrudan ilişkili ise de, esas belirleyici olan yargının bu güçlerle ilişkisidir. Doğrudan demokrasinin ilk örneği olarak kabul edilen Solon reformlarını değerli kılan, o günün şartlarında, anlaşmazlıkları için Atina’da bağımsız ve halka açık aleni yargılama imkânı getirmesiydi. Tarih boyunca otoriter sistemlerde, yargının siyasi amaçlar için araçsallaştırılmasına sıkça rastlanır, ancak; yargının erozyonu ve siyasallaşması, keyfiliğin ve kanunsuzluğun genişlemesi bu sistemi yürütenlerin işledikleri suçların büyüklüğü oranında artar. Mevcut otoriter Türk yönetiminin oluşmasında Yargıda Birlik Derneğinin (YBD) taşıyıcı özelliği bu bağlamda ele…
Daha Fazla OkuHAAK: BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ OLMAYAN OHAL KOMİSYONU ÜYELERİ SUÇ İŞLİYOR
Almanya Köln merkezli olarak kurulan ve temel hak ihlallerinin önlenmesi çerçevesinde önemli faaliyetlere imza atan CrossBorderJurists Derneği, bünyesinde kurduğu Hukuksuzlukları Araştırma ve Analiz Kurulu (HAAK) çerçevesinde, hakim, savcı ve mahkeme kararları ile mağdur olmuş kişilerin başvurularını inceleyerek bulgularını kamuoyu ile paylaşıyor. Son olarak, Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu’nun ihracı sonrasında, göreve iade talebini reddeden Olağanüstü Hal İşlemlerini İnceleme Komisyonu’nun verdiği kararı değerlendirip karara bağladı. Söz konusu karar, Derneğin internet sitesinden yayınlandı. Raporunda OHAL Komisyonu’nun itkili ve bağımsız bir iç hukuk yolu olmadığını tespit eden HAAK, kararı veren Komisyon üylerinin en azından…
Daha Fazla Oku28 ŞUBAT DAVASI GÖLGESİNDE „ADALET“
Bazı emekli askerlerin yargılandıkları 28 Şubat davası uzun bir yargılama sürecinden sonra Yargıtay tarafından karara bağlandı. Asker sanıkların bir kısmı hakkında hükmün kesinleşmesi nedeniyle mer’i hukuka göre yakalama emri infaz edilince tartışmalar başladı. Tartışmalar iki ana fikir etrafında dönüyor. Birinci grup; adil bir yargılama yapılmadığını, 80 yaş ya da üstü insanların tutuklanmasının vicdanları rahatsız ettiğini söylüyor. Sadece bu genel karşı duruş değil, -mahkum edilen sanıklar ve müdafileri dahil- bu düşüncede olanlar ayrıca; iddianameyi yazan savcının örgüt üyesi olduğunu, başka davalardan mahkum edildiğini, aslında bu davada da tıpkı diğer davalar (kozmik…
Daha Fazla OkuHUKUKUN “KABZ” HALİ
Literatürde ruhun melekelerinin zayıflaması ve sonrasında yok olmaya yüz tutması, iç dünyasının daralıp sahibini sıkması, kalbin sıkışması anlamlarında kullanılan kabz hali, hukukta da benzer belirtiler gösterir. İnanlar gibi, bir zihne, lisana ve eylemde bulunma istidadına sahip bulunan hukukun da “kabz” hali yaşaması mümkündür. Kabz halinde bulunan bir hukukun, kelime ve kavramları asıl mahiyetlerinden kopartılarak sönükleştirilir ya da kapsamları daraltılır. Daha da kötüsü kimi zaman bu ibarelerin anlam merkezleri kaydırılarak, onu kullanan iktidar ve güç tarafından yanlı olarak tam tersi manasında yeniden konumlandırılır. Kabz halindeki hukukun ruhu daralır, karşılaştığı sorunlara çözüm…
Daha Fazla Oku128 Milyar Doların Kaybolmasında HSK ve CHP’nin Rolü?
Pek çok siyaset yorumcusunun yaptığı gibi başlıkta yer alan sorunun cevabını, CHP’nin perspektif darlığı, kötü yönetimi gibi unsurlara dayandırmıyorum. Tam aksine, bilerek, isteyerek, başından beri tercih ettiği ve bilinçli olarak AKP ile ortaklaşa yürüttüğü en temel politikasına dayanarak söylüyorum. Çünkü; Türk yargı politikası, CHP’de bulunan birkaç insanın saygıdeğer insan hakları aktivizmine rağmen, AKP-CHP ortak yürüttükleri bilinçli ve planlı bir politikadır. Uzun süredir Merkez bankası varlığındaki 128 milyar doların izinin bulunmaması nedeniyle muhalefetin öncülüğünde “128 Milyar nerede?” sloganıyla kampanyalar yapılıyor. CHP genel başkanı 25 Mayıs 2021 tarihinde parti grubunda yaptığı konuşmada:…
Daha Fazla Oku