Yargı sistemimiz, en başından beri insana hizmet etmek amaçlı kurgulanmamıştır; genelde devleti, özelde ise bürokrasi ile siyasal, sosyal ve ekonomik anlamda dönemine göre güçlü ve makbul gördüğü kişi ve kurumları korumak gayesiyle “kodlanmıştır”. Son bir asırdır yargı pratiğimiz içerisinde buna dair sayısız örnek bulmak mümkündür. Bakılan zaviyeye göre yargı, ya “zalim bir efendidir”, ya da “itaatkâr bir kuldur”. Ama hiçbir zaman, bir bütün halinde, adaletin, hakkaniyetin ve eşitliğin güvencesi bir merci haline gelememiştir. Yargının, temel haklara “özgür” bir ortam oluşturmak ve onu devam ettirmek için faaliyette bulunması beklenirken; o, hakları…
Daha Fazla OkuEtiket: Türkiye
İkinci Dünya Savaşı Perspektifinden Aktüel Kriz Üzerine: „Win Win“ın Faturası
İkinci dünya savaşı, diğer tüm olumsuz etkileri bir yana, elli milyondan fazla insanın ölümüne neden oldu. Tarihçilerin uzmanlık alanı olmakla beraber, genel kabul, 1 Eylül 1939’da Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesi, savaşın başlama nedeni olarak kabul edilir. Savaşın hiç başlamaması veya bu derece büyük zarara yol açmamasına imkân yok muydu? Mesela, daha 1931 yılında Japonya’nın Mançurya’yı işgaline, işgalle orantılı sert tepki verilseydi; 1936‘da Nazi Almanya’sı ve faşist İtalya’nın mihver anlaşmasının sonuçları hesaplanabilse ve karşı politikalar hemen kararlaştırılıp devreye sokulsaydı; Fransa ve İngiltere 1939 yılının Mart ayında „Polonya’nın toprak bütünlüğünü garantileyen“ anlaşma…
Daha Fazla Oku