Modern Devletin üç ana erki olarak kabul edilen Yasama, Yürütme ve Yargı güçleri arasındaki dengeli ilişki ve bu güçlerin birbiri karşısında kendi alanına hakimiyeti ve görevlerini etkin olarak yerine getirebilmesi çağımızın arzulanan yönetim şeklidir. İlkel şekilde yönetilen tüm devletler bu güçleri bir kişi, grup ya da ailede toplamakla demokrasi ve hukuktan uzaklaşmış zamanla diktatörlük halini almış; buna karşın bu güçler arasındaki dengeyi koruyabilen devletler gerçek bir demokratik hukuk devleti olmayı başarabilmiştir. Tarih sahnesinin bir tarafında bundan yaklaşık 250 yıl önce Montesquieu gibi yasama, yürütme ve yargının her birini asli ve…
Daha Fazla OkuEtiket: yargı
CEZAEVİNDE ŞİİRİN ZAMAN VE MEKÂN ÖTESİ ETKİSİ
Not: Bu yazı 12.1.2017 Perşembe günü, yazar, Silivri Ceza İnfaz Kurumunda tutsak iken kaleme alınmıştır. Anlatamıyorum Ağlasam sesimi duyar mısınız,Mısralarımda;Dokunabilir misiniz,Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,Kelimelerinse kifayetsiz olduğunuBu derde düşmeden önce Bir yer var; biliyorum;Her şeyi söylemek mümkün;Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;Anlatamıyorum. Her şiir, okunduğu zaman ve mekân ile okuyanın hislerine bağlı olarak farklı şekillerde anlam kazanır ve ruhta tadımlanır. Orhan Veli’nin bu şiirini, cezaevinde, koğuşta, kendimle baş başa kaldığım bir anda, ümit beklediğim kapıların ardı ardına yüzüme kapatıldığı bir ortamda okudum. Şiirin, sanki benim duygularıma tercüman olması için yazılmış olduğu…
Daha Fazla OkuİÇTİHAT
İçtihat; akıl, ruh ve vicdanda biçimlenip, kelime ve kavramlarla ilmek ilmek dokunan, zayıfların geçemeyeceği, güçlülerin delemeyeceği çelikten bir ağdır. Yasaların gaye, tarih ve lafzının canlılık bahşettiği bir bedendir; varlığı ile topluma şekil, devlete nizam ve bireylere teminat veren muktedir bir otoritedir o. İçtihat, bir milletin zaman treninin vagonlarında beraberinde getirdiği “hukuk kültürü”nün ve diğer birikimlerinin bir potada eritilerek saflaşmış ve kıvam bulmuş halidir. Vuzuhuna sebep olan davadan doğmuş gibi gözükse de hakikatte o, benzer olayların elbirliğiyle dünyaya getirilmiştir. Geçmiş vakalardan edindiği tecrübe ve birikimi ile gelecektekilere yol gösterir, rehberlik eder.…
Daha Fazla OkuHâkimin Siyaseti Adalete İhanetidir
Hukukçu olma erdemi peşinde koşmayan, bu şerefi yegâne makam olarak telakki etmeyen, görevinin yüklediği sorumlulukların idrakinde olmayan bir hâkim, adliye içinde kendini yabancı hisseder, orayı kendi evi ve mülkü gibi görmez. Sürekli bir korku ve endişe duygusu içinde kıvranır durur; tedirgindir. Varlığını ikame ve idame ettirmek adına, kendini yaratan ilke ve değerlere sıkıca sarılmak yerine, gözünü dışarılarda gezdirir, gönül kapısını başka duygu ve düşüncelere açar. Böyle bir ruh ve bedene sahip bünyede “Adalet Tanrıçası’nın” ilanihaye kalacağını düşünmek safdillik olur. Zira O, ilahi aşkı temsil eder; kendine şirk koşulduğunda, ikinci plana…
Daha Fazla OkuDüşman Ceza Hukuku
Günler, aylar, yıllar birbirini kovalayıp dururken adına “Yargı” denilen mekanizmanın elinden çıkan her biri ayrı bir “cinayet” niteliğindeki kararların ardı arkası kesilmiyor. Sistemin mağdur ettiği muhalifler, yakınları, hak savunucuları, öyle veya böyle vicdanı harekete geçen herkes hukukun temel ilkelerini ezberledi. Ceza hukuku ve idare hukuku başta olmak üzere hukukun temel kurallarını iyi birer hukukçu gibi öğrendi ve içselleştirdi. Bu tecrübe, her haksız karar ve muamele karşısında insanları önce şaşkınlığa, zamanla ümitsizliğe sevketti. Neden düşünen, yazan, çizen, eleştiren insanlar cezalandırılıyor? Muktedirin emir kuluna dönüşmeyen kamu görevlisi, yargı mensubu neden işinden ve…
Daha Fazla OkuBağımsızlığını MENFAAT Karşılığı Satan Yargı
Hasan Dursun Bakırköy Adliyesi’nde görevli Cumhuriyet savcısı Tamer C.’nin çalışma arkadaşları yanında adliye dışından bazı kişileri ucuz araba ve arsa vaadi yanında cinsel suçlarla ilgili dosyalarda sanık ve sanık yakınlarını ‘beraat’ vaadiyle 6 ilâ 12 milyon lira arasında dolandırdığı ve sonrasında kayıplara karıştığına dair haberler medyaya yansıdı. Yine ilgili haberlerde Tamer C.’nin emeklilik dilekçesi verdiği, bu talebinin HSK tarafından uygun görüldüğü yer aldı. Yani HSK, dolandırıcılık yapan bir kişinin adliyede savcı olarak çalışmasını uygun bulmazken, bu şahsın avukat olarak çalışmasında bir yanlışlık bulmamış. Haber bende farklı çağrışımlarda bulundu. Zira Tamer…
Daha Fazla OkuYargı “Er Meydanı’nın Yitik Pehlivanları
Hasan DURSUN Yargı mensuplarının (hukukçuların) ekonomik, sosyal, siyasal olaylara ve yargının sorunlarına dair görüşlerini belirttikleri, gerek gerçek ve gerekse sanal âlemde var olan çeşitli “er meydanları” vardır. Her bir hukukçumuz zaman zaman bu meydana çıkar, hünerlerini sergilerler. Bir hukuk adamı olarak benim de, 2002 yılından bu güne kadar, zaman zaman çeşitli “er meydanlarında” güreş tutmuşluğum olduğu gibi; sahadaki müsabakalara yorumlarımla iştirak edip lehe ve aleyhe tezahüratlar yaptığım, gördüğüm kimi güzel hareketlere seyirci tribününden ellerim kızarırcasına alkış çalmışlığım da vakidir. Bu güne kadar sayısız “pehlivan” davul ve zurna eşliğinde, “zembil”lerinde taşıdıkları…
Daha Fazla OkuTavuk-Yumurta Sorunsalında Hâkimler Ve Savcılar Kurulu’nun Yeri Ve Havabükücü Başkanvekili’nin Rolü
Hasan DURSUNDevrik Cumhuriyet Savcısı HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz’ın Anadolu Ajansı’na verdiği 24.01.2020 tarihli bir mülakatı yayınlandı[1]. Mehmet Yılmaz’ın açıklamalarında yer verdiği ve övünerek anlattığı yargının temizlenmesine dair “mücadele”nin sayıları 4000’den fazla mağdurundan biri de benim. Bu işlemlere doğrudan muhatap oldum. Anayasa ve yasaların nasıl katledildiğini, hâkim ve savcı teminatının nasıl ayaklar altına alındığını yakinen biliyorum. Bunu yaparken açık olan Anayasa ve yasa hükümlerinin nasıl kasten kötüye yorumlandığını, hukuksuz kararlarının kamuoyunda etkisini artırmak amacıyla gerçeklerin nasıl çarpıtılıp, eğilip büküldüğünü doğrudan tecrübe etmiş eski bir yargı mensubuyum. Bu açıklamalarında Sn. Yılmaz bana,…
Daha Fazla OkuSimya ve Sihirli Lamba: Gerekçesiz ve Delilsiz Karar
Hasan DURSUN NOT: Bu yazı Ekim 2016 tarihli, 1000’e yakın hakim ve savcının tutukluluk halinin devamına dair veren Ankara Sulh Ceza Hakimliği kararına itiraz bağlamında Silivri cezaevinde tutuklu bulunduğum sırada yazılmıştır. Ankara Sulh Ceza’nın pek muhterem ve değerli yargıcı benimle birlikte yaklaşık 1000 hakim-savcının tutukluluk halinin devamını uygun bulmuş: karar tam bir hukukî başyapıt. Zira karar, içeriği ile yazarının yüzünü ağartıp, sınırsız girdap ya da nihayetsiz bir labirentte debelenip duran ceza hukukçuları açısından, yönlerini tayin etmelerine ve içinde bulundukları karanlıktan kurtulmalarına yardımcı olacak bir tür kutup yıldızı ya da pusula…
Daha Fazla OkuCanlı Bomba Metaforu Işığında Yargı ve Yargı Kararları
Hasan Dursun Canlı Bomba Psikolojisi, Canlı Bomba Olma Nedenleri Kendi bedenini silah olarak görüp bomba ile patlatmak suretiyle gerçekleştirilen intihar eylemini içerisinde bulunduğu siyasal mücadelenin bir aracı olarak gören ve bunu tatbik eden etnik, dini veya ideolojik motivasyonla faaliyetlerini yürüten birçok siyasal hareket vardır. İçerisinde bulunduğumuz coğrafya bu tür eylemlere aşinadır. Canlı bombalar sahip oldukları inanç ve motivasyonları gereği bu tür eylemlerin meşru ve hak olduğunu, basit bir intihar olmadığını iddia edip buna inanmakta/iman etmektedirler. Canlı bombaların (intihar eylemcilerinin) bireysel psikolojik özellikleri motivasyonlarının temel dayanağını oluşturmakla birlikte, mensubu oldukları din,…
Daha Fazla Oku